En güzel müzeler, her geçen gün daha fazla kişi tarafından ziyaret edilir oldu. Son yıllarda birçok müzenin açıldığı Türkiye'de geleneksel müzecilik anlayışı değişti. Belirli temalara ayrılmış konsept müzeler yavaş yavaş kapılarını ziyaretçilere açtı. Son derece ilginç ve bir o kadar da yaratıcı olan müzeler gerçeklik hissi yaratan yenilikçi özellikler de taşıyor. Çok boyutlu yapıya sahip ve aynı zamanda da farklı sergileme tekniklerini kullanarak önemli müzeler; ziyaretçilerine son derece keyifli ve güzel vakitler sunuyor.
Tarih boyunca dünyanın en derin uygarlıklarına ev sahipliği yapmış, yüzlerce farklı etnik kimlikten oluşan çok kültürlü bir yapıya sahip bir kültür mozaiği olan Türkiye, paha biçilmez eser ve kalıntıların sergilendiği muhteşem müzeleriyle görülmeye değer bir ülkedir.
Binlerce yıllık ilgi çekici bir yolculuğa çıkma hissini uyandıran bu müzeler, sanatsal ve kültürel özellikler sergilemekten daha fazlasını yapıyor. Ayrıca ünlü sanatçıların, aydınların ve popüler şairlerin anılarını da sunuyor.
Topkapı Sarayı Müzesi
Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasına konumlandırılmış olan Topkapı Sarayı Müzesi Sarayburnu'nun en görkemli yapısıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun idari, eğitim ve aynı zamanda sanat merkezi olarak kullanılmış olan Topkapı Sarayı Müzesi görenleri kendine hayran bırakmayı başarıyor. Topkapı Sarayı, tarihi yapılar ve koleksiyonlar, zamansız, ağaçlık bir bahçe ve görülmeye değer bir manzara içerir. Müzeye 1924 yılında dönüştürülmüş olan bu muhteşem yapı 2018 yılında 2 milyon 980.000 450 kişiyle Türkiye'nin en çok ziyaret edilen müzesi olmuştur.
Zeugma Mozaik Müzesi
Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep'in Nizip İlçesi, Belkıs Köyü'nde bulunan Zeugma Antik Kenti'nden çıkarılan mozaik, heykel, sütun, duvar resimleri ve çeşitli kalıntıların sergilenmekte olduğu geniş kapsamlı ve oldukça etkileyici bir müzedir. Müzenin en ilgi çekici ve ünlü eseri, bir çingene kızına benzemesi nedeniyle "Çingene Kızı Mozaiği"dir. Görünüşe göre büyülü "Çingene Kızı Mozaiği", müzenin ikinci katında bulunmakta olan karanlık ve özel bir odada sergileniyor. Önemli müzeler arasında önemli bir yere sahip olan ve aynı zamanda da dünyanın ikinci en büyük mozaik müzesi olan bu müze mutlaka görülmeye değer.
Mardin Müzesi
Mardin Müzesi'nde Eski Tunç Çağı, Asur, Helenizm, Roma, Selçuklular, Artuklular ve Osmanlılara ait eserleri görebilirsiniz. Pek çok mutfak eşyası, kılıç, gümüş paralar, tabletler, mühürler ve eski giysiler bu eserler arasında yerini alıyor. Mardin Müzesi yetkilileri yarım asır önce Mardin'de kaybedilen bir gelenek Bilâli Şenliği geleneği gibi kültürel gelenekleri yaşatmaya devam ediyor. Mardin Şehir Rehberi sayesinde Mardin gezinizi planlayabilirsiniz.
Baksı Müzesi
Bayburt il merkezine 45 km uzaklıkta, Çorhu Vadisi'ne hakim bir tepede bulunan Baksı Müzesi; şehir merkezinde bulunan Baksı köyünün (şimdiki adıyla Bayraktal) köyünün adını taşıyor. Yaklaşık 40 hektarlık bir alanı kaplayan müze, mimarisi, seçkin çağdaş sanat koleksiyonu ve geleneksel işçiliği ile sizi kendine hayran bırakacak. Bayburt'un Bayraktal Köyü'nde dünyaya gelen sanatçı Dr. Hüsamettin Koçan'ın gerçekleştirdiği proje sonucunda müzede kütüphane, atölye ve misafirhane gibi mekanlar yer alıyor.
Pera Müzesi
İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan Pera Müzesi, kültür ve sanat eserlerini halka uygun bir şekilde sunmak ve bilimsel araştırmaları desteklemek amacıyla kurulmuş özel bir müzedir. Osmanlı dönemine ait oryantalist resim, Kütahya çini ve seramik koleksiyonlarının sergi çalışmaları, öğrenme etkinlikleri, akademik çalışmaları burada bulunabilir. Bunun dışında müzenin özel dinlenme alanı Pera Café'de dünya mutfaklarından lezzetleri tadabilirsiniz.
Arkeoloji Müzesi
İstanbul Arkeoloji Müzesi, yaklaşık 600 yıllık bir miras ve Türk müzeciliği adına atılmış olan en kıymetli adımlardan biridir. İstanbul Arkeoloji Müzesi en değerli ve iyi korunmuş eserlerin sergilendiği yerdir. Eğer orada bulunmadıysanız, gördüğünüzde epeyce etkileneceksiniz. 1881 yılında Sadrazam Edhem Paşa'nın oğlu Osman Hamdi Bey'in müzeye müdür olarak atanmasıyla müze dünyadaki sayılı müzelerden biri oldu. Osman Hamdi Bey müzeleri topluma kazandırmakla kalmıyor, bizzat kazılar yaparak müzeleri zenginleştiriyor. On binlerce yıllık zengin bir coğrafyaya sahip olan müze, dünyanın en nadide koleksiyonlarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Yine de değeri ne yazık ki bizim toplumumuzda yeterince bilinmiyor.
Mevlana Müzesi
Mevlana Celaleddin Rumi’nin dergahı olma özelliği taşımakta olan bu yapı, 1926 yılından itibaren Konya Mevlana Müzesi olarak kullanılmaktadır. Mevlana Dergâhı, “Gel ne olursa olsun” mottosuyla bir hoşgörü felsefesini temsil etmekte ve ülkemizin en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olmaktadır. Kubbe-i Harda olarak da bilinmekte olan türbenin bulunduğu müzede Mevlana Celaleddin Rumi'ye ait eşyalar, el yazmaları, birbirinden çeşitli taşlar ve sekiz telli keman sergileniyor. Bu müze, Türkiye'den ve yurtdışından binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Konya Şehir Rehberi sayesinde Konya gezinizi planlayabilirsiniz.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Anadolu'nun çeşitli arkeolojik alanlarından eserleri bir araya getiren Ankara'daki etkileyici müze Anadolu Medeniyetleri Müzesi; en güzel müzeler arasındaki yerini koruyor. Bu müze, 1997 yılında İsviçre'nin Lozan kentindeki 68 müzeden "Avrupa Müzesi" seçilerek Müze Ödülü'ne layık görüldü
Sakıp Sabancı Müzesi
Sakıp Sabancı'nın (1933-2004) yıllar içinde kişisel çabalarıyla oluşturmaya başladığı hat sanatı, ayrıntılı metinler, Kur'an-ı Kerim yazmaları ve kitap koleksiyonu yıllar içinde büyümüş ve birçok yabancı ziyaretçiyi kendine çekmiştir. Artan bu ilgi Sabancı ailesini bu eserlerin Türk milletine hizmet etmesi için bir müze açmaya, 1998 yılında Emirgan Atlı Köşkü'nü Sabancı Üniversitesi'ne taşımaya ve 2002'de müzeyi ziyarete açmaya sevk etti. Böylelikle, Sakıp Sabancı Müzesi değerli bir müze olarak daha fazla ilgi çekmeyi başardı.
