Mersin Şehir Rehberi

Mersin otobüs bileti fırsatları ile pek çok kişi Mersin kentine hem çok daha rahat hem çok daha konforlu bir şekilde seyahat gerçekleştirebiliyor. Gezilip görülmesi gerekli olan pek çok noktaya ev sahipliği yapmakta olan Mersin kenti, Türkiye’nin güneyinde bulunuyor. Bir Akdeniz şehri olan Mersin ilinin bilinen ilk adı İçel’dir. Son yıllarda daha fazla modern bir yapıya ulaşabilmiş olan Mersin ili ekonomik açıdan da bir hayli gelişmiştir. Coğrafi konumu, genişl limanı ve demir yolları ile Mersin yalnızca Türkiye’nin değil Doğu Akdeniz Bölgesi’nin en önemli ticaret noktası olarak kabul edilmektedir. Tarihi açıdan değerlendirildiğinde bu ilin çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptığı da anlaşılmaktadır. Hristiyanların Haç Rotası üzerinde yer alan Mersin bu sayede yalnızca ticari açıdan değil dini açıdan da önemli bir yere sahip olabilmeyi başarmıştır. Bu şehirdeki ilk yerleşimlerin milattan önce 9000’li yıllarda olduğu bilinmektedir. Bölgede çok sayıda medeniyet yaşamış ve antik Yunan dönemlerinde bu kente Zephyrion denmiştir. Mersin otobüs bileti fırsatlarına göz atarak sizler de buraya ulaşım gerçekleştirebilirsiniz.

Mersin’e Ne Zaman Gidilir?

Mersin ili Akdeniz iklimine sahiptir. Yazları sıcak ve nemli geçmekte olan bu şehirde kışlar ise ılık ve aynı zamanda yağışlıdır. Şehir en sıcak dönemlerini ağustos ayında yaşamaktadır. Nemin daha fazla artış göstermesiyle yaz ayları bir hayli sıcak olduğu için kenti ziyaret etmek isteyenlerin ilk bahar ve sonbahar aylarını tercih etmesi çok daha ideal olmaktadır. Aksi takdirde yüksek nemden bir hayli bunalmanız ve sıcak havadan dolayı rahat bir şekilde gezememe durumununuz meydana gelebilir.

Mersin’de Gezilecek Yerler

Mersin'de gezilecek yerler, farklı bölgelerde ve oldukça fazla sayıda olduğu için bu şehirde verimli ve keyifli vakitler geçirebilmek son derece mümkün olmaktadır. Tarihi açıdan da önemli bir yere sahip olan bu şehir ziyaretçilerine tarihi yapılar ve bunlara ek olarak doğal güzellikler sunarak unutulmayacaklar anlar yaşatmaktadır.

Nagidos Antik Kenti

Mersin’de gezilecek yerler söz konusu olduğunda Nagidos Antik Kenti sahip olduğu tarihi önem ile bir hayli ön plana çıkmaktadır. Bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen bu antik kent Bozyazı ilçesi sınırları içerisinde bulunur. Tarihi milattan önce 2000’li yıllara dayanmakta olan bu antik kent bölgenin geçmişine adeta ışık tutmaktadır. Bu nedenle de mutlaka ziyaret edilmesi gerekmektedir.

Kleopatra Kapısı

Mersin ilinin Tarsus ilçesinde bulunmakta olan Kleopatra Kapısı, Mersin’in tarihi güzellikleri arasında bulunmaktadır. Evliye Çelebi’nin  bu kapıyı İskele Kapısı olarak isimlendirdiği bilinmekte ve bu kapının Doğu Roma İmparatorluğu döneminin son zamanlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Mısır Kraliçesi Kleopatra ile sevgili General Antonius Tarsus’da buluştuklarında bu kapıdan geçmişlerdir. Bu nedenle kapı Kleopatra adıyla anılmaktadır. At nalı şekline sahip olan kapı 8.5 metre yüksekliğe sahiptir, hem ihtişamlı bir görünüme hem de tarihi açıdan önemli bir yere sahip olan bu kapı Tarsus ilçesini ziyarette bulunanların fotoğraf çektirmeden gitmedikleri bir yerdir.

Kanlıdivane Antik Kenti

19.yüzyıl döneminde bir Fransız gezgin tarafından tesadüfen keşfedilmiş olan bu antik kent, çok sayıda tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır. Bu tarihi eserlerin birçoğu 1970’li yıllarda bölgede gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Kentin Ayaçlı Belediyesi içerisinde bulunduğu bilinmekte ve ayrıca dini açıdan da önemli bir yere sahip olduğu kabul edilmektedir. Kentten çıkartılan eserler arasında özellikle zeytin yağı üretimiyle ilgili çok fazla ipucu veren ipucu veren eserlere de rastlanmıştır. Tahmin edildiği üzere burada bir dönem zeytin yağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Ortalama yarım saat süren bir ziyaret ile sizler burayı yakından keşfedebilir ve pek çok tarihi eseri de yakından inceleyebilirsiniz.

Anamurium Antik Kenti

Anamurium Antik Kenti, Anamur ilçesine yaklaşık olarak 7 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. İlk yerleşimin gerçekleştirildiği yılların tam olarak bilinmemesiyle birlikte bu kent İngiliz Albay Francis Beafor sayesinde keşfedilmiştir. Bölgede gerçekleştirilen çeşitli kazı çalışmaları sonucunda balıkçı malzemeleri, çeşitli takılar ve inşaat malzemeleri gibi birbirinden farklı pek çok nesne gün yüzüne çıkartılmıştır. Bu antik kentin bu denli önemli olma sebeplerinden biri de hiç şüphesiz Roma döneminde Kıbrıs’a yakın bir konumda bulunmasıdır. Bu nedenle de geçiş bölgesi olarak kullanılmıştır. Burada çok sayıda ticari faaliyet gerçekleştirilmiş ve daha sonra bu yer Persler tarafından ele geçirilmiştir. 7. Yüzyılda bu bölgeye düzenlenmiş olan Arap akımları ise ne yazık ki kentin büyük bir ölçüde zarar görmesine neden olmuştur.

Kız Kalesi

I. Leon tarafından inşa edilen ve kıyıdan yaklaşık 600 metre uzaklıkta bulunan Kız Kalesi, Roma zamanlarında korsanlar tarafından kullanılmıştır. 1361 yılında Kıbrıs Krallığı tarafından ele geçirilmiş olan ve moloz taşı ağırlıklı inşa edilmiş olan bu kale 8 burçtan oluşmaktadır. Mersin’in tarihi yerleri arasında önemli bir yere sahip olan bu kale gerek mimarı yapısıyla gerek ise çok sayıda efsaneye konu olmasıyla ilgi çekmeye devam etmektedir.  Mersin otogarı üzerinden sizler de bu eşsiz kaleye kısa süreler içerisinde ulaşabilir ve kaleyi yakından keşfedebilirsiniz.

Mersin Arkeoloji Müzesi

2014 yılında yapımına başlanmış olan ve 2017 yılında tamamıyla bitirilen bu müze 1435 esere ev sahipliği yapmaktadır. Çok sayıda sergi salonuna sahip olan bu müze, bunlara ek olarak kafeterya, kütüphane, hediyelik eşya satış merkezi gibi alanlara da sahiptir. Tamamıyla modern bir şekilde tasarlanmış olan bu müze içinde Yumru Tepe Höyüğü ’nün bir canlandırması bulunmaktadır. Bu müzeye ziyaret gerçekleştirerek hem zeytinyağı üretimi hakkında detaylı bilgiye sahip olma hem de günlük yaşama dair pek çok nesneyi yakından inceleme fırsatı bulabilirsiniz.

Cennet-Cehennem Obrukları

Silifke ilçesi içerisinde bulunan Cennet-Cehennem Obrukları, iki adet çukurdan oluşmaktadır. Derinliği 70 metre olan bu obruklarda su kaynaklarına ulaşabilmek amacıyla 450 basamaklı bir merdiveni aşmak gerekmektedir. Son dönemlerde bu zorlu yolu daha kolay aşabilmek amacıyla asansör çalışmaları da sürdürülmeye başlanmıştır. Ayrıca bu obrukların olduğu yerde günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşabilmeyi başarmış olan Zeus Tapınağı da bulunmaktadır. Cehennem Obruğu ile Cennet Obruğu arasında 75 metre bulunmaktadır. Yunan mitolojisine dahi konu olmuş olan bu obruklar hem tarihi doyum yaşamak hem de doğanın tadını çıkarmak için kesinlikle gezi listelerine dahil edilmelidir.

Aynalıgöl (Gilindire) Mağarası

1999 yılında bir çoban tarafından tamamıyla tesadüfen keşfedilmiş olan Aynalı Göl mağarası Mersin ilinin Aydınçık ilçesinde bulunmaktadır. Bu mağaraya iniş gerçekleştirebilmek için 560 basamağı inmek şarttır. Mağaradan 46 metre derinliğe kadar inildiği takdirde bir suya rastlanmaktadır. Deniz seviyesinden yaklaşık olarak 50 metre yükseklikte olan mağara, zorlu bir yol sonucu ulaşılsa da kesinlikle görmeye değerdir. Hem etkileyici bir doğa harikası olan hem de buzul dönemlerine dahi etkileyici yolculuklar gerçekleştirme fırsatı sunan bu yerin buzul döneme geçiş esnasında meydana geldiği tahmin edilmektedir.  Mersin otogarı üzerinden çeşitli dolmuşlar ve servisler ile kısa süreler içinde ulaşabileceğiniz mağarada hem keyifli zaman geçirebilir hem de rastladığınız tüm güzelliklerin fotoğraflarını çekme fırsatı yakalayabilirsiniz.